3 Haz 2009

MİHRİ HATUN (15. yüzyıl)




XV. yüzyılın hanım şairlerinden Mihri Hatun, şairlikte Necati Bey’i kendisine örnek almış, ona benzemek istemektedir. Her yazdığı şiiri şaire gönderir fikrini almak ister. Bir rivayete göre Necati Bey, bundan hoşnut değildir. Kızdığını ve şu mısraları yazdığını Latifi söyler:

Ey benüm şi’rime nazire diyen

Çıkma rah-ı edepten eyle hazer



Dime kim işte vezn ü kafiyede

Şiirüm oldu Necati’ye hem-sar



Harfi üç olmağ ile ikisünün

Bir midür filhakika ayb u hüner


diyen: Söyleyen, yazan

nazire:Örnek , karşılık

rah-ı edeb:Edeb yolu

hazer eyle : Sakın, çekin, dikkat et

hem-sar :Arkadaş, yakın

filhakika:Hakikaten, gerçekten, doğrusu

ayb :Ayıp



II. Bayezid’in oğlu Şehzade Ahmed’in Amasya Valiliği sırasında Amasya’da yaşayan, güzelliği ve şairliği ile ünlü Mihri Hatun’un Necati Bey’e hissi yakınlığı olduğu ve duygularını mısralarla ifade etmeğe çalıştığı bilinir.



Ben umardım ki seni yar-ı vefa-dar olasın

Ne bileydim ki seni böyle cefa-kar olasın



Reh-i aşkında neler çektüğüm ey dost benüm

Bilesin bir gün ola aşka giriftar olasın



Beni azade iken aşka giriftar itdün

Göreyim sen de benim gibi giriftar olasun



Beddua etmezem amma Huda’dan dilerim

Bir senin gibi cefa-kara heva-dar olasun



Şimdi bir haldeyüz kim, ilenen düşmanına

Der ki, Mihri gibi sen dahi siyeh-kar olasun


yar-ı vefadar:Vefalı sevgili

cefa-kar:Cefa, eziyet eden

reh-i aşk:Aşk yolu

giriftar:Tutulmuş, yakalanmış,esir

heva-dar:Yar, dost, aşık

ilenmek:Beddua etmek

siyeh-kar:Günahkar, günaha giren

azade:Hür, serbest



Necati Bey’in de Mihri Hatun için “Mihr u Mah” adlı bir mesnevi yazdığı söylenir ise de eserin hiç bir nüshası ele geçmemiştir.