3 Haz 2009

NABİ (17. yüzyıl )





Nabi, büyük bir şair ve edip, aynı zamanda büyük bir alimdir.Peygamberimiz “Ilim beşikten mezara kadar herkese farzdır. “ buyuruyorlar.Nabi, “Hayriyye” adlı mesnevisinde ilim ve ahlaka dair konulara şöyle dikkat çekiyor.



Ilm bir lücce-i bi-sahildir

Anda alim geçinen cahildir

Cehle Hak mevt dedi ilme hayat

Olma hem-hal-i güruh-ı emvat

..............

Bilmek elbette değil mi ahsen

Sorsalar “Ben onu bilmem “ demeden



(AÇIKLAMASI: Ilim, kıyısı bulunmayan bir denizdir. Bu deniz karşısında alim geçinen cahildir.Allah, cehalete ölüm, ilme de hayat dedi.Sana sordukları zaman “ Ben bilmiyorum” demekten, bilmek daha güzel değil midir? )





( AÇIKLAMASI:Ehlinden, bilenlerden oku, öğren, utanma. Herşeyi bilmek, bilmemekten hayırlıdır.Ilim kadar yüksek bir iş yoktur. Ilimden hiç kimse zarar görmedi.)



(AÇIKLAMASI: Ilmin yüzeyinde (kabuğunda) kalma, ama mananın özüne ulaş. Deniz kıyısında inci olur mu? Inci istiyor isen, denizin derinliklerine dalmalısın.)



Nabi, ilmin her alanda uygulanması gerektiğini düşünüyor. Devlet idaresinde de ilme ihtiyaç vardır.Çünkü dinin ve devletin işleri, ancak ilim ve akıl ile halledilebilir. Eğer devlet adamları işlerinde akıl ve ilmi ön planda tutmuyorlarsa, o ülkede düzen bozulur, adalet kalmaz.Bu da kargaşaya, devlete itimatsızlığa , başıboşluğa sebep olur. Zalim idareciler halkı isyana, anarşiye, ahlak çöküntüsüne, huzursuzluğa sürükler.

Nabi, yine aynı eserinde devrin alimlerinden olan kadıların (hukukçular) bir kısmının maalesef cahil, vicdansız ve rüşvetçi olduğundan bahseder.



(AÇIKLAMASI: Kadıların çoğunun ilmi yoktur.Dinsiz ve mezhepsizdirler. Gözleri rüşvet ve elde edilebilecek başka şeylerdedir. Elindeki ölçü, ölçek ve terazidir.Şeriat mahkemesini dükkan haline sokmuştur. Kadı tellal, mübaşir aracı, kethüda ise mal almaya hazırdır.Padişah korkusu, Allah korkusu yok. Rüşvete hırsı kadar , borcu da çok.)



(AÇIKLAMASI:Eğer o kadı istese, alacaklıyı borçlu çıkarır. Istese iflas etmiş, işini bilmeyen kişiyi, aldanmış olarak gösterir. Kadılar, şeriatın hizmetkarı olmaları gerekirken, bunların ettikleri zulmü haşerat etmez.)



(AÇIKLAMASI:Nabi bu insanlara şöyle hitap ediyor.Rüşvet hakkı için, zengin olmak uğruna hakkı, doğruyu hükümsüz, geçersiz kılarsın.Dini, malla değişirsin.Ey azgın, bunu bilmez misin ki Allah’ın dini şereflidir. Ey zalim ! Hiç halim nasıl olur demeden, sen ne cesaretle onu bozarsın?Allah’a imanı olan bu azgınlığı yapar, rüşvet yer mi? )



Nabi, bunları yaklaşık 300 yıl evvel söylemiş ama o günden bu güne değişen pek birşey yok gibi.Hukuk sisteminin bozulup yozlaşması,otorite boşluğunu ve ahlaki çöküntüyü beraberinde getiriyor.

Nabi,bir nasihatname olan “Hayriyye” adlı eserini oğlu için ,onun şahsında bütün gençler için kaleme almış.Herşeyin parayla ölçüldüğü,insanların zenginlik ve rütbe peşinde koştuğu bir toplumu,onun düzenini,ahlak kavramını,güngörmüş ve erdemli bir insan gözüyle aktaran Nabi, bu durumdan son derece rahatsızdır.Oğluna idareci olmaması yolunda nasihatler verir.



Etme ayanlığa zinhar heves

Evsatu’n-nas ol o devlet sana bes



(Açıklama:Sakın ayanlığa(idareci,yönetici) heves etme.Halkın orta hallilerinden ol,o saadet sana yeter.)


Bu konuyu Osmanlı dönemi kadıları ile ilgili anlatılan pek çok hikayeden biri ile bitirelim.

“Rumeli’de bir kasabanın kadısı ahaliye çok eziyet eder. Adam kayırma, zulüm, rüşvet halkı canından bezdirir. Kasabalı kadıyı Istanbul’a şikayet eder.Neden sonra padişaha ulaşılır ve padişah kadıyı görevinden alır. Kadı eşyalarını toplar, ahali de kadıyı uğurlamaya gelmiş gibi ama aslında ne kadar malı olduğunu öğrenmek için evinin önünde toplanmıştır. Görürler ki geldiğindeki eşyası ile şimdiki arasında dağlar kadar fark var. Kadı en son mahzenden bir küp çıkarır.Evin etrafındaki halkı yanına çağırır. Herkes merakla küpe yaklaşır. Bakarlar ki kocaman küp altınla dolu. Bu altınlar kendilerinden zorla , rüşvetle alınan paralardır. Halk altınlara ve küpe bakadursun kadı şöyle der :

-Ey ahali, doğrusu size acıyorum. Şu küpe bakın. Dolmasına iki parmak kalmıştı.Halbuki yeni kadı, boş küp ile gelecek !...